26 Temmuz 2010 Pazartesi

Fethiye Günlüklü Koyu




girişte günlük ağaçları dev görünümleriyle, nezaketle sizleri selamlıyorlar.öyle heybetlilerki güneşe bile meydan okuyorlar.buraların hakimi biziz dercesine..yarı güneş yarı gölgelikli sığla ağaçların tepesinden sincaplar gülümsüyor.günlük ağaçlarının gizeminden kurtulunca karşınızda muhteşem bir tabloyla nazlı nazlı salınan denizi görüyorsunuz.denizin nazı tabiiki günlük ağaçlarına..
.











fazla söze ne hacet cennet köşelerden bir taneside günlük koyu doğa deniz güneş doğal yaşam ördekler civcivler günlük ağaçları daha ne olsun..

Doğal Mucizeler






meyve ve sebzeyi dalından kopararak yemenin zevki başkadır.Pazarda gezerken her şeyin iyisini tazesini bulmaya çalışırız.sabah kahvaltıdan önce bahçeye inip dalından tazecik biber domates vs koparıp yemenin tadına doyum olmaz.birde bahçede kendiliğinden çıkan semiz otu ebegümeci arapsaçı gibi otlar ister börek yapın ister yemeğini yapın tadına doyum olmaz.ağustos ayı gelince yavaş yavaşda olsa sonbaharın esintileri başlar.her mevsimin kendine özgü bir güzelliği var tabiki kış olmadan yazın yağmur olmadan toprağın kıymetimi bilinir.doğayla başbaşa kalmak her derde devadır..

Berat Kandili


Kandiliniz mübarek dualarınız kabul olsun.

22 Temmuz 2010 Perşembe

Sulu Köfte



300 gram yağsız kıyma
1 kahve fincanından az pirinç
köfte baharı
2 orta boy patates
1 yumurta
köfteharcı hazırlanır içine yumurtanın sarısı ve pirinç eklenerek yoğurulur.misket büyüklüğünde köfteler elde edilir.patatesler uzun dilimler şeklinde doğranır.salçalı su ve yağ eklenerek pişirilir.isteyenler köfte harcına kekikte ilave edebilir.afiyetle yenir

irmik helvası




irmik helvası
2 su bardağı iri irmik, 3,5 su bardağı süt, ,2 su bardağı toz şeker,80 gram tereyağı
tereyağı ile irmiği pembeleşene kadar kavurun.sütü kaynatın kavrulan irmiğin içine ilave edin iyice suyu çekene kadar karıştırın.suyunu çekince ocaktan alıp şekeri ilave ederek karıştırın..üzerine ister badem ister çam fıstığı kavurarak ekleyin.dondurma ilede servis yapabilirsiniz.arzunuza göre tarçında ekleyebilirsiniz.afiyet olsun

20 Temmuz 2010 Salı

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Rüyalar Şehri İzmir



Sabahın erken saatleri konaktayız.saat 6.30 gibi…insanlar yavaş yavaş işyerlerine gelmeye başlıyor.sabahın dinginliği tüm şehri sarıvermiş.o güzel anı içimize çekiveriyoruz .güvercinlerin raks ederken çıkardıkları sesler ile martıların çığlıkları havada karşılaşıyor en büyük gösterilerini burada yapıyorlar,deniz yavaş yavaş uyanıyor martıların ve güvercinlerin raksını kıskanıyor,oda kendi ritmini katıyor çığlık çığlığa..aradan biraz zaman geçince güneş bütün ihtişamıyla son damgasını vuruyor dansa onunla birlikte tüm günün dansı başlıyor..hemen bu masalın içinden çıkıp kendi dünyamıza dönüyoruz.kahvaltı yapacak biryerler aramaya başlıyoruz konakın hemen girişinde ki simit kafeyi keşfetmek ve karnımızı doyurmak için içeriye dalıyoruz..bayoz İzmir tulumu izmirin enlerinden tabiki birde simidi..yanında birde tavşan kanı demlenmiş çay alıyoruz .üst kata çıkıyoruz.tahta masalarıyla tablolarıyla otantik bir ortamla karşılaşıyoruz.salona ilk giren biz oluyoruz.aradan zaman geçmeden insanlar yüzlerinde yarı uykulu bir halde salonu doldurmaya başlıyor.salonda eski bir müzik kutusu var. müzik kutusu 25 kuruşla çalışıyor.fakat müzik kutusunun üstünde bozuktur şu an için çalışmıyor yazısı ile karşılaşıyoruz.bir an için dalıyorum.müzik kutusu çalışmış olsaydı acaba hangi şarkı çalardı diye düşünüyorum.çalan şarkı orada oturan insanlara sokakta yürüyen kişilere neler hissettirirdi düşüncesinden sıyrılmaya çalışıyorum.
Çayımızı yudumluyoruz..ve şehrin seromonisine bırakıyoruz kendimizi.siyah bir kedi görüyoruz miyavlıyor miyavlıyor .sanki martıların danslarına eşlik edercesine değiştiriyor sesini o da bu şehrin büyüsüne kaptırıvermiş kendini diye gülümsüyoruz.

İzmir sınırları içine girince büyülü bir havaya bürünürsünüz.karşıyakada bir beyaz martı kemeraltında bir mucit efes harabelerinde bir tanrıça oluverirsiniz adeta.az gidip uz gidip.kafdağının ardındaki gizli hazinelere ulaşmış gibi hissedersiniz kendinizi.bir bakmışsınız sizide o büyüsü içine alıvermiş bu şehir.seçim sizin hangi masal kahramanı olmak isterseniz …ben zümrüdü anka kuşu olmak isterdim yanıp yanıp küllerinden yeniden doğan ve her doğuşunda bu şehri yeniden keşveden.